Vergi Hukuku / Bölüm 1

Av. Ahmet Burak Ete
6 min readNov 1, 2018

--

Bu yazıda Vergi Hukuku’na ilişkin temel bilgileri bulacaksınız. İşbu bilgiler, Hukuk Fakültesi lisans eğitimi seviyesindedir.

İyi çalışmalar dilerim.

Bölüm 1

“man in front of laptop, calculator, and papers” by rawpixel on Unsplash

Vergilendirme ile ilgili kuralların çerçevesi Anayasa vasıtası ile çizilmiştir. Anayasanın 73. maddesinin 3.fıkrasında “…vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler…” ifadesinden anayasanın vergi ödevini oluşturan hukuksal biçimleri hangi başlıklarla adlandırdığını görüyoruz.

Vergi Nedir?

Vergi, kamusal gereksinimlerin karşılanması için özel kesimden kamusal kesime hukuksal zor(yani gerekirse devlet, borcun ödenmesi için cebri icra kullanabilir) altında karşılıksız ve kesintisiz yapılan parasal aktarım olarak tanımlanır.

Vergi kavramına unsurları ile değinmek gerekirse; (Doktrin bazında)

— Kamu harcamalarını finanse etmek için alınır. (Devletin vatandaşlarına sağladığı sağlık, eğitim ve benzeri harcamalar için)

— Vergi karşılıksızdır. (Bu husus şu anlama gelmektedir. Devlet, ödediğimiz vergiler karşısında vatandaşlarına doğrudan ve şahsına yönelik bir taahhütte bulunmamaktadır.)

— Vergi kesin bir ödemedir. Vergi ödendikten sonra geri alınamaz.

— Hukuksal zora dayanır. Tanımda da bahsedildiği üzere, devlet vergiyi alabilmek için gerekirse İcra-İflas Hukuku çerçevesinde cebri icra kullanabilir.

— Parasaldır /nakdidir. Yani vergi ayni mal olarak ödenmez.

— Özel kesimden kamu kesimine yapılan bir aktarmadır.

Resim

Belirli bir işin kamusal güce dayanılarak görülmesi için yetkili makamlardan alınması gereken izin için yapılan ödemedir. Örneğin; maden arama izni karşılığında yapılan ödeme/maden arama resmi

Harç nedir?

Belirli bir kamu hizmeti karşılığında yapılan ödemedir. Doğrudan karşılığı olan bir yararlanma söz konusudur.

Vergi ile harç arasındaki fark veya farklar nelerdir?

Vergiyi tanımlarken “karşılıksız” olması hususuna değinmiştik. Harç ise hizmet karşılığı alınan ödemedir. Harçlar Kanununun 1.maddesi ile daha net anlaşılabilir;

Madde 1 — Bu kanuna göre alınacak harçlar aşağıda gösterilmiştir:

1. Yargı harçları,

2. Noter harçları,

3. Vergi Yargısı Harçları,

4. Tapu ve Kadastro harçları,

5. Konsolosluk harçları,

6. Pasaport, ikamet tezkeresi, çalışma izni, çalışma izni muafiyeti, vize ve Dışişleri Bakanlığı tasdik harçları,

7. Gemi ve liman harçları,

8. İmtiyazname,ruhsatname ve diploma harçları,

9. Trafik harçları.

Görüldüğü üzere harçlar, somut anlamda doğrudan karşılığı taahhüt edilen hizmetler karşılığında alınır.

Ek mali yükümlülükler

Kısaca anayasanın 167. maddesindeki ifade ile tanımlamak gerekirse;

m. 167 : “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemlerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilli veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.”

Maddeden anlaşılacağı üzere devletin, ülke ekonomisin menfaati doğrultusunda yapmış olduğu ekonomik politikalar sonucunda getirmiş olduğu yükümlülüklerdir. Örneğin devletin yerli üreticiyi korumak adına yapmış olduğu “gözetim uygulaması”…

1 — Bağlayıcı kaynaklar ve 2 — Yardımcı Kaynaklar olmak üzere iki gruba ayrılır.

1 — Bağlayıcı Kaynaklar

i— Anayasa: Özellikle Anayasa’nın 73 ve 167. maddeleri vergi hukuku alanında bilmemiz gereken önemli maddelerdir.

Madde 73 —

Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.

Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir.

Madde 167 —

Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Cumhurbaşkanına yetki verilebilir.

ii — Kanun: VUK, Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun…

iii — Uluslararası Anlaşmalar: Türkiye’nin bugüne kadar akdettiği ve halen yürürlükte olan Anlaşmaları Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Web sayfasında “ www.gib.gov.tr “ yer almaktadır. Özellikle “Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları” önemlidir. Bu anlaşma vergilendirmenin her iki ülkede de yapıldığı durumlarda bu mükerrer durumu önlemek amacıyla yapılmıştır. Bu anlaşmaya göre mukim yani ikamet edilen ülkede alınan vergi bu anlaşma hükümleri çerçevesinde mahsup ve istisna edilir. Bu anlaşma bazı doktrin eserlerine göre Anayasa’nın 90. maddesinde düzenlenen “egemenlik” ilkesini ihmal etmektedir. Bu anlamda normlar hiyerarşisini göz önüne almamız durumunda bu anlaşma kanunlardan üstün niteliktedir.

iv — Cumhurbaşkanı Kararnameleri

diğerleri;

Tüzük, yönetmelik, Anayasa mahkemesi kararları, içtihadı birleştirme kararları…

Önemli : Tebliğler bazı durumlarda bağlayıcı iken bazı durumlarda bağlayıcı olmayan kaynaklar içerisine dahil olabilir. Bu açıdan her iki başlığa da dahil edilebilir.

Bağlayıcı olan tebliğ: Kanun bazı durumlarda Maliye Bakanlığı’na vergi hususlarında açıklama yetkisi vermektedir. Maliye Bakanlığı’nın kanundan aldığı bu yetkiyle yayınlamış olduğu bu tebliğler bağlayıcı kaynaklardır.

Yardımcı Kaynaklar

Yeni bir vergi hukuku normu oluşturmayan açıklayıcı kaynaklardır.

i — Tebliğ (Yukarıda “bağlayıcı olan tebliğ” başlığını gördük. Özetle kanunun açıkça yetkilendirmediği hallerde yapılmış tebliğler yardımcı kaynaklar arasında yer alır)

ii — Sirküler (Adsız düzenleyici işlemlerdir. Bazı durumlarda örneğin kanun hükümlerinin uygulanmasında tereddütler yaşanmış ve ihtilafa düşülmüştür. Bu kanun hükümleriyle ilgili çok sayıda yaşanan bu tereddütlerden ötürü idare bir açıklama gereği duyar. Ancak mükelleflere tek tek yazı ile açıklamak yerine sirküler vasıtası ile aynı anda birçok kişiye ulaşılır.

iii — Mukteza (Vergi mükellefleri Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan veya ilgili makamlardan vergi kuralları ve uygulamalarına ilişkin tereddüte düşmeleri durumunda ilgili yerlere kendilerine izah edilmesi amacıyla talepte bulunabilirler. Bununla alakalı ilgili makamlar sirküler yayınlayacağı gibi talep eden kişi için özelge yani mukteza yayınlayabilirler.) Sirküler toplu izahtır, mukteza ise kişiye yapılır.

Örneğin muktezadaki yanlış izahattan ötürü mükellef gecikme faizine maruz kalıyor. Bu durumda itiraz edilebilir. Mükellef kök vergi saklı kalmak üzere gecikme faizinden muaf olur.

iv — Mahkeme kararları

v — Doktrin

VERGİ SORUMLULUĞU

Vergi usul kanunun 8. maddesinde mükellef ve vergi sorumlusu kavramları açıklanmıştır. Buna göre;

Mükellef

Vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek veya tüzel kişidir. Vergi yükümlüsünün bu kanuni tanımının dışında en önemli özelliği, vergi borcunun kendi kişiliğinde meydana gelmiş olması ve bu borcun ifasını kendi mal varlığı vasıtası ile ödeyecek olmasıdır.

Vergi Sorumlusu

Verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir. Mükellef’ten farklı olarak vergi borcu kendi kişiliğinde oluşmamıştır ve kendi mal varlığı ile ödemeyecektir.(Kendi mal varlığı ile ödemesi hususunda istisnalar mevcuttur.

Vergi sorumluluğu halleri nelerdir?

1 — Vergi kesenlerin sorumluluğu

VUK m.11 : “Yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanlar, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumludurlar”

Örnekle daha anlaşılır hale gelecektir.

Örnek: İşçi çalıştığı şirketten maaş alıyor. Hukuk özelinde mallarının aktifinde bir artış söz konusudur. Bu bir gelirdir. Bu gelirin bir kısmı ise devlet tarafından gelir vergisi kapsamında alınır. İşte burada işçi bu vergiyi almış olduğu brüt ücret üzerinden vermez. İş veren işçiye vermiş olduğu ücret üzerinde vergi kesintisi yapar. Örneğin 3000 TL brüt maaş söz konusu. İşveren işçinin bu 3000 TL’lik geliri üzerinden vermesi gereken (farazi olarak yüzde 20 diyelim) 600 TL vergiyi maaşı maaştan kesip idareye veriyor. İşçi net olarak 2400 TL maaş almış oluyor. Burada iş veren “vergi kesen” konumundadır.

2 — Kanuni Temsilciler

VUK Madde 10 — Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmalarıhalinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir.

Örnek olarak; 1 yaşındaki bir bebeğin dahi bazı varsayımlar neticesinde vergi yükümlüsü olduğuna şahit olabiliriz. Murisinden ev kalmıştır ve bu evin emlak vergisini ödemekle yükümlüdür. Ancak 1 yaşında olan bebeğin kendi başına vergi ödemesinden söz edebilir miyiz? İşbu noktada kanuni temsilci devreye giriyor. Kanuni temsilci vergi sorumlusudur.

Önemli not:

Vergi yükümlüsünün vergiyi kendi mal varlığından ödediğini ve vergi sorumlusunun istisna dışında böyle bir durumunun olmadığını belirttik. Peki bu istisna nelerdir? Vergi sorumlusu, mükellefin vergiyi ödemediği durumda vergi ve buna bağlı olarak oluşan alacaklar(gecikme faizi vs.)için bu ödemeleri kendi varlığından yapar. Ancak burada “kusur” şartı aranıyor. Bu husus önemli. Burada vergi sorumlusu karine olarak kusurlu sayılıyor. Kusur konusunda da bir istisna mevcut. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 35. maddesindeki kanuni temsilcilerin sorumluluğu düzenlemesinde “kusur” şartı aranmamaktadır. Bir örnek ile açıklamak gerekirse vergi ödemeyen kişi için önce ihbarname yapılıyor, icra emri gönderiliyor, bu aşamalar sonucunda

3 — Mirasçıların Sorumluluğu

Ölüm halinde, ölen kişinin yerine getiremediği vergi ödevlerinden mirasçıları payları oranında sorumludurlar.

Ancak vergi cezalarından sorumlu tutulmazlar. Cezaların şahsiliği ilkesi…

Not:

Sorumlunun Sorumlusu hususu

Yukarıda verdiğimiz örneklerden birinde “bir yaşındaki bebeğin, murisinden kaynaklı olarak kendisine kalmış taşınmazla ilgili vergi ödemesi ile ilgili sorumluluğundan bahsetmiştik. Bir yaşındaki bebek bu vergiyi ödemek için fiil ehliyeti yoktur bu nedenle kanuni temsilcisi vergi sorumlusu olur. Burada sorumlunun sorumlusu hususu meydana gelir.

Başkaca Vergi Sorumluları

Örneğin tapu müdürleri emlak vergisinin ödenmiş olduğunu görmelidir. Aksi halde ödenmemişse ve taşınmaz satılmışsa bu vergiden ötürü müteselsilen sorumlu tutulur.

Burak Ete

“person holding black pen on white paper” by rawpixel on Unsplash

--

--